HARUN REŞİT TÜYLÜOĞLU
İslam'a adanmış bir ömür.
Hakkımda
1940 Senesinde Rize'nin Çayeli ilçesine bağlı Madenli beldesinde dünyaya geldim. Anne tarafından dedem Dursun Bilici Sarıkamış şehidi, baba tarafından dedem Ali Tüylüoğlu ise Rize'nin büyük alimlerinden "Çukurlu Hoca" namıyla bilinen Zükürlüzade Ali Zühdi Efendi'nin talebelerindendir. Bölgedeki çoğu yaşıtım gibi ben de ilk dini eğitimimi Madenli'deki kuran kursunda dedemden aldım.
1940'lı yıllarda rejimin dini eğitime müsamaha göstermeyen sert uygulamalarından dedem bizi yaylalarda okutarak sakınıyordu. Önceleri haylaz, derslerden kaçmaya meyilli bir çocukken bir gece gördüğüm rüyadan kan ter içinden uyanıp, dedemi de uyandırarak "dede okut beni, ben okumak istiyorum" diye yalvarmamla hayatımın akışı değişti.
9 yaşına geldiğimde artık hafızlığı bitirmiştim, dedem beni Hafız Hasan'a talim okumak üzere Düzce'ye getirdi. O yıllarda Üstazımız Süleyman Hilmi Tunahan Efendi Hazretlerinin kursları ilk defa o bölgede açıldı ve biz de orada enişte hoca namı ile bilinen Mersin'li Mustafa Yıldırım hocada okuduk. Sonra oradaki kurs kapanıp 1955 senesinde Cumayeri'nde kurs açılınca oraya geçtik ve bir sene de orada okuduk. Akabinde zaturre hastalığı geçirmemden dolayı tedavi olmak üzere 1 sene ara vermek zorunda kaldım. O dönem Hazreti üstazımızı tevkif ettikleri için kursu Rize'ye taşımak icap etti. Rize'de 2 sene okudum ve 1 sene de hocalık yaptım. Rahmetli Kemal Kacar bey ağabey Kasımpaşa kursunda beni görevlendirdi ve askerliğim gelene kadar bir sene de Kasımpaşa kursunda hocalık yaptım.
Karadenizli olduğumu bildiği halde Hazreti Üstazımızın anlamlandıramadığım bir şekilde "Ege'nin aslan evladı" diyerek saçımı okşamasının ne manaya geldiğini yıllar sonra askerliğimin İzmir'e çıkmasıyla başlayıp 15 sene sürecek Ege maceramda anlayacaktım. İzmir Çiğli'de Nato üssünde imam olarak askerlik yaptım. O süreçte Kaşıyaka'da ve diğer çevre muhitlerde vaaz etmeye başladım. Artık İzmir'in "Asker Hoca"sıydım.
Askerlikten sonra 1965 senesinde açılan müftülük vaizlik imtihanını kazanınca önce kadro verdikleri Ayvalık'ta 1 sene hizmet ettim. Sonrasında Balçova'ya tayinim çıktı ve Balçova'da hizmetlere devam ettim. 1971 senesinde ihtilal olunca "Süleymancıların bölge irşat lideri" suçlamasıyla tutuklandım ve bir süre cezaevinde kaldım. 1973-74 senelerinin ramazan aylarında Beyağabeyimiz Almanya'ya vaaz etmek için gönderdi. Oradaki kardeşlerimizin talebi üzerine Ağabeyimiz beni Almanya'da görevlendirdi.
1980 ihtilalinden sonra Askeri idarenin Almanya'yla ülkemiz arasında var olan suçluların iadesi Anlaşması gereği beni istetmeleri üzerine Kemal Kacar Beyağabeyin direktifleriyle önce 1 sene Amerika'da sonra 6 ay Avustralya'da hizmetlerimizle meşgul oldum.
Bilahare Özal'ın önderliğinde sivil bir hükümet kurulunca Abimizin emriyle ülkeye dönüp teslim oldum. Yine bir dönem hapis yattıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldım.10 dan fazla davadan yargılanıp beraat ettikten sonra 1986 yılında rahmetli Kemal Beyağabeyimiz bu sefer beni Rize-Artvin bölgesindeki kurslarımızda hizmet etmek üzere vazifelendirdi. 2000'li yılların başına kadar da bu bölgede hizmetlerle meşgul oldum.
Sonrasında okuma yazma çalışmalarıma ağırlık verdim. 1970'lerde başlayan ve rahmetli Kemal Beyağabeyimizin beni ve İsmail Şanlı Hocaefendiyi teşvik etmesine rağmen Şanlı Hocaefendinin irtihali ve farklı hayat meşgalelerinden dolayı yayınlanması sekteye uğrayan "Şuabi’l-Îmân" adlı vaaz kitabı çalışmama yoğunlaştım. Her ne kadar istediğimiz seviyeye getirememiş olsak da mevcut halini ilgilenen kardeşlerimize faydası olur umuduyla buradan paylaşıyorum.
Rabbim yâr ve yardımcımız olsun... Allah’a emânet olun kardeşlerim!
Hârun Reşid Tüylüoğlu
İzmir/Karşıyaka Emekli Vâizi
ve
Avrupa İslâm Kültür Merkezleri Eski Baş İmâmı